Ana içeriğe atla

3 KURUŞA 5 KÖFTE OLUR mu?

" Bu araba beni kesmez, en kralını isterim. Vitesi otomatik olsun, ilk kullanan ben olayım yani yeni olsun işte. Rengi de lütfen beyaz olsun.Yakıt limiti de neymiş. Sınırsız olsun tamam mı? Araç takipli araç ta ne oluyor? Bana güvenmiyor musunuz? Hayatta kabul edemem!"

" Telefon mu veriyorsunuz? Yetmez! Ben akıllı telefon isterim. Sınırsız internet, bol SMS, tabii ki limitsiz görüşme olması lazım. Sahi kuzum hangi marka/model cihaz veriyorsunuz? Cihaz da benim mi oluyor?"

" Ne yani laptop verince birşey mi oluyor? Onu zaten vermek zorundasınız, siz tabletten haber verin?"

" Ne zaman beni yönetici, müdür hatta genel müdür yaparsınız? 3 aydır çalışıyorum, e hadi?

" Ssk, özel sağlık ferdi kaza, hayat sigortası, BES hepsi var ve başlangıçta yapılıyor değil mi?

" Daha fazla yetki ve sorumluluk isterim, alabilecek miyim?"

" Hafta sonu çalışma olmasın, mesai olmasın, olursa da ek ücret olsun velhasıl kelam aslında az iş ama çok kazanç olan bir iş istiyorum."

" Pirim hemen yatsın. Satayım hemen canlı canlı hafta sonu alayım isterim. Baştan söyleyeyim de?"

" Çok baskı yapıyorsunuz ama, tam 1 aydır satış satış diye kafamın etini yediniz yeter yahu sıkıldım, daha az baskılı olan bir satış işi yok mu?"

" Bir bakayım çalışayım, beğenmezsem iki ay sonra çıkarım, olmadı başka yere giderim ne olacak ki, babamın yeri mi?"

" Maaş mı? Mümkünse müdür olmadan müdür maaşı verilsin! Bu maaş çok az.3 ayda bir ayrıca çift ikramiye, yıllık bonus, kar payı, performans pirimi, ek satış pirimi?"

" Bak arada bir canım isterse arada bir yayarım bak. O kadarcık da hakkım yani, sesiniz bir zahmet çıkarmazsınız değil mi? Çok öyle sıkıntıya gelemiyorum da?"

" Haber vermeden işe gelmek, gitmek böyle şeylere takmaya ne gerek var."

" Beni kimsenin eleştirmeye hakkı yok, eleştiri kabul edemem bilesiniz!"

" Ben denemedim, müşteriler almadı?, Sonuçta geçmişte iyi satıyordum?"

" Planim yok, hedefim yok. Olsun ben başaracağım, hallederiz müdürüm?"

.......

Ohh Paşam! Bir de iş yerin gelip ayaklarını yıkasın, sana masaj yapsın ister misin?

Alooo! Arkadaşım senin kafan mı güzel !!! ???

Adama/kadına "birşeyini buldun da birşeylisini mi istiyorsun" demezler mi?:)

Sana vermeden almanın yalnızca Allah'a mahsus olduğunu yoksa öğreten olmadı mı?

1-2 sayfalık SiVi, 2-3 tane yarımşar saatlik görüşme ile seni ne kadar tanımalarını acaba bekliyordun? Sen olsan tanımadığın birine herşeyi baştan verir miydin? İyi okuldan mezun olmak, tamam anladık belki de yetenekli olmak herşeye hakkın olduğu anlamına mı geliyor?

Bir düşün bakalım. Ne kadar süredir bulunduğun ekibe, kuruma,organizasyona,patron veya müdürüne hizmet ediyorsun?

Bugüne kadar ne sattın, ya da satış dışı bir bölümde çalışıyorsan ne iş getirdin veya ne kadar kazandırdın? Kazandırdığın (net kar), ya da ürettiğin net iş ile istediklerin ve/veya elde ettiklerini maddi olarak oturup bir kıyasladın mı?

Kendini şirketine kanıtlandın mı? Rüştünü ispatladın mı? Senden istenenden fazla neler kattın? Ne gibi inisiyatifler aldın? Ne gibi projeler ürettin, sonuçlandırdın ve katma değeri ne oldu? Ne sattın?

Sahi ne kadar sebat ettin, katlandın ve emek harcadın? Ne kadar takım oldun ve takımın geneline katkın oldu? Bireysel başarı, iyi bir takımda olmadıktan ve iyi bir takım olmak için yeterince katkı sağlamadıktan ve sadece kendi o yumuşacık! yerlerini düşündükten sonra yöneticin, iş yerin , patronun seni ne kadar düşünecekti yani?

Burası sence ana kucağı ya da baba ocağı mı? Bebeğim burada seni şımartmalarını mı gerçekten bekliyordun?

Ayrıca burası, hard satış sahası. Yani er meydanı, savaş alanı. Her neye benzetirsen benzet, yani burada iç ve dış rekabetin etkisi ile kasırgalar kopuyor. Öyle aşırı duygusallıkla kılıç kuşanmadan, yani sadece hallederiz avutmacalarıyla, sadece iyi temenni ve avutmacalar yerine sağlam ve düzenli rakam getirmeden ne kadar değerli olabileceğini hiç düşündün mü?

Satışta plansız gemi, bir kıtaya varamaz, varsa da varmak istediği yer olmaz sözünden ne anladın?

Satışta en çok geçmiş 1 hadi bilenedin 2 ayınla değerlendirilirsin. Yani istikrar olmadan başarıdan söz edilir mi?

Lütfen bunları objektif olarak bir düşün, taşın ondan sonra iş değiştir ya da bir işe başvur. Veya da ilk görüşmende, diyelim ki işe alındın daha ilk zamanlarda müdüründen patronundan birşey isterken bunları kafanda tart ona göre makul ve mantıklı ve gerçekten kattığın ölçüde birşeyler iste olur mu?

Vayy be! Sen annenin karnından müdür olarak mı doğdun? Liderlik yeteneğin var mı, ölçtürdün mü? Hadi diyelim var en az senin kadar yetenekli, üstelik senden daha uzun süredir çalışan ve emek harcayanlar ne olacak?

Gerçekten kattığın çok fazla, sebatkarsın da. Kendini yeterince geliştirdin, istenenden fazlasını bile verdin. Tamam işte şimdi isteme vakti. Çekinme, gene makul oranda iste kardeşim. Kim sana isteme diyor. Ha buna rağmen istediklerini alamıyor musun? Kim sana dur diyor?

Herşeyin bir yeri zamanı var yahu. Ne kadar ekmek, o kadar köfte! Üstelik iyi satıcı, akıllı çalışan eli güçlüyken, pazarlık gücü varken birilerinin karşısına çıkmaz mı? Hangi durumda daha çok şey elde edebilirsin, bir düşündün mü?

Sen düşünmezsen birileri düşünür ve bir bakmışsın o konfor alanı ve değerli işin bile altından tereyağından kıl çekilmiş gibi çekilir. O zaman hür general bile olursun, bırak müdür olmayı;)




Yorumlar

  1. Murat Bey, ellerinize sağlık. Altına imzamı atarım.
    Bir tek okta var belirtmek istediğim: evet, SSK ilk günden yapılmalı :)

    YanıtlaSil
  2. Tolga Bey, degerli yorumlarınız ve katkınız için çok teşekkür.

    Aynen SSk önemli, hem hukuken hem etik olarak bence de artık istenen bir hak bile olmamalı;)

    YanıtlaSil
  3. Abi superdi,is hayatina yeni atildigim donem geldi birden gozumun onune.evet gerekten hepsini yasadim����

    YanıtlaSil
  4. Super 👏👏 Ozellikle Z kusagina bu yazinizi okutmaliyiz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

11 satın almacı + 1 satıcı = (12 KIZGIN ADAM*)

Peşin peşin söyleyelim: Başlığın sonundaki * 12 Kızgın Adam 'ın milli basketbol takımımız " 12 Dev Adam"la uzaktan yakından bir alakası yoktur. Bu defa başlığın tamamını, ya da en azından eşittirden sonraki  "12 kızgın adam" kısmını işkembe-i kübradan ben de uydurmadım...;) Peki nedir öyleyse? 1957 yapımlı, başarılı aktör "Henry Fonda" 'nın başrol oynadığı, "12 Angry Man" filminin Türkçe adıdır. Dünyaca kabul gören, hemen hepimizin zaman zaman kullandığı sinema tanıtım/eleştiri forumlarından biri olan Imdb'de 10 üzerinden 9 puan almayı başaran ve "Shindler'in Listesi, Pulp Fiction (Ucuz Roman)" gibi efsane filmler arasında gösterilen bence başucu sinema eserlerinden biridir. Yapım yılından tahmin edeceğiniz üzere siyah beyaz çekim. Yaklaşık 1:20 dk civarında. Üstelik tamamen 1 odada geçip 12 insanın birbiri ile konuşmalarından ibaret ve görece çok sıkıcı olarak düşünülebilecek bir senaryosu olmasına rağmen en iyiler

D-E-M-O-T-İ-V-A-S-Y-O-N

Bir çalışanınızı, ekip üyenizi veya varsa sizden alt kademe yöneticilerinizi demotive etmek mi istiyorsunuz?  Yetmedi mi? Ayrıca verimsizleştirmek ve sonunda hatta kaybetmek mi istiyorsunuz? Çok kolay! Hiiiç zorlanmaya, uzaklarda aramaya, kafa patlatmanıza gerek yok. Gelin ben size bedavaya anlatayım efenim. Lütfen bana 2dk. verin, okuyunuz. Yazıdan sonra da "yok ben demotive edemedim, sen de ne boş beleş adammışsın arkadaş!" diyen varsa "paranızı geri iade ediyorum. "demek isterdim istemesine; de biz yazıları kamu hizmeti olarak yazıyoruz, kusura kalmayınız. "Neyse geyiği bırak sadede gel diyorsunuz" duyar gibiyim, haklısınız. Ee, buyrunuz efendim... Bir kere işin başı en ağır eleştirilerinizi ekip arkadaşlarının yanında yapın. Hiç çekinmeyin, verin odunu. Fırçalayın gitsin...Ohhh misss... Hatta karşınızdakinin koca koca insanlar olduğunu unutup, ağzınızdan adeta tükürükler saçarak sık sık ota çöpe bağırabilmeniz de gerekir. Ohh, bir güzel rahat

DÜNYADA ORTAK DİL SİZCE HANGİSİDİR?

Hiç yabancı dilini bilmediğiniz ve ortak bir dil de konuşamadığınız bir ülkede çat pat da olsa bakkalı/marketi vs'si ile anlaşabildiğiniz ve yine de derdinizi anlatıp aç kalmadığınız durumlar oldu mu? Veya sevgilinizle romantik bir ortamda birbirinize bakarken adeta şiirlerdeki gibi sen sus da gözlerin konuşsun tadında bir kelime dahi etmeden bir sürü duyguyu anlattığınız ve saatlerce konuşmadan durup da milyon tane şey konuşmuş kadar olduğunuz durumlar? Ya da olumsuzunu düşünelim. Hayatımızda sözleri ile bize birşeyler söyleyip de yahu göz göre yalan söylüyor, adeta yalancılığı üstünden akıyor diye yorumladığımız kişilerle hiç mi karşılaşmadık? Bunların en az 1 tanesi herkesin hemen başına gelmiş ve hatta sürekli de gelebiliyordur. Çünkü kolaylıkla söyleyebiliriz ki iletişimde bedenimiz de konuşuyor. Uzmanların araştırmaları ve beden dilinin iletişimdeki etki gücüne baktığımızda da sözlerin etkisi ortalama %7 iken, beden dilinde ise %55 civarı bir etki gücü var. Muaz