Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YILLANMIŞ ÇALIŞAN mısın, YENİ HASAT ÇALIŞAN mı?

Bazı şeylerin yıllandıkça değeri artar. Mesela sanat eserleri, mimari yapılar ne kadar eskiyse o kadar daha değerli oluyor. Mesela Aya Sofia, İshak Paşa Sarayı, Yere Batan Sarnıcı, hatta daha da eski Orhun Yazıtları'nın, Çatalhöyük'ün, Zeugma Tapınağı veya Efes Harabeleri'nin paha biçilmezliğini lütfen bir göz önüne getirin. Değer biçilebilir mi? Eminim yapıldığında da farklıydılar ama asıl günümüzde gerçek değerine ulaştılar. Keza zamanında çok değersiz ve sıradan bir eşya, tedavülden kalktığında ve üzerinden çok sular akıp zaman değiştiğinde antika olup değerli hale gelebiliyor. Örneğin acaba Hitit'lilere kullandığı ve sadece yemek pişirdiği basit toprak kapların günümüzde bir hazineden daha değerli hale geleceğini söyleseler ne diyeceğini sanırım hepimiz tahmin edebiliriz:) Lakin gel gelelim şimdiki değeri inanılmaz. Zamanında 10 kuruş bile etmeyen bazı plaklar şimdi 70-80 liralara satılıyor, buna ne demeli? Şarapta da durum benzer değil midir? Ne kadar eski v

BAŞKA BİR PARİS, izlenimler...

Dünyanın en büyük deniz feneri sizce hangisi? Aynı zamanda Dünyanın 7 harikasından biri de olan ve Mısır'ın İskenderiye Limanı'na karşıcı Pharos Adası'nda MÖ. yıllarda inşa edilen eşsiz İskenderiye Feneri'dir. Yaklaşılk 140 metre olarak yapıldığı tahmin ediliyor. Üzerindeki aynalar ile aşağıda yanan ateşi 50 km uzaktan görülebilmesini sağlarken aslında ne kadar gizemli ve büyüleyici kılacağını tahmin edersiniz.  Ya Türkiye'deki aktif en büyük deniz Feneri nerede? O da Şile'deki fenerdir. Gidip görmenizi ve onu yalnız bırakmamanızı ister gibi mahsun ama dev dalgalara yenik düşmemek için de bir o kadar güçlü olarak falezlerin üzerinde göğe uzanıyor. Peki dünyanın en büyük deniz feneri Paris'te desem eminim gidenler deniz olmayan yerde deniz fenerinin işi ne diye hemen cevabı yapıştıştıracaklardır.  Aslında bana göre nasıl baktığınıza bağlı. Mesela Paris'e bir gün giderseniz alışverişten ve gece hayatından azıcık da olsa kafayı kaldırıp  Eskişehir

HER TERCİH BİR VAZGEÇİŞTİR!

Merak ediyorum. Neden acaba bir şey tercih ettiğimizde hep seçtiğimiz şeye ve artılarına odaklanıyoruz? Peki tercih ettiğimiz zaman aslında başka bir şeyden de vazgeçmiş olmuyor muyuz?  Vazgeçtiklerimizin eksileri ne olacak? Oldu ki kaybettiklerimiz daha fazlaysa? Aslında hayatın her anında seçimlerle karşılaşıyor, bilinçli ya da bilinçsiz karar veriyor ve tercihler yapıyoruz. Mesela bugün sinemaya giden arkadaş grubun seni çağırdığında evde yatmayı tercih ettin. Ne de olsa yorgunsun. Belki de orada hayatının kadını veya erkeği ile tanışma ihtimalini kaçırmış olamaz mısın? Veya gittiğin bir davette değişik bir yemek sunduklarında burun kıvırıp yemediğinde, hayatındaki en iyi lezzeti kaçırdıysan? Sayısal loto da şu numaraya mı oynayayım, buna mı ikilminden sonra tercih etmediğin numaraya da büyük ikramiye vursa?  İş hayatından da örnekler verelim mi? Ey sen saha satışçısı kardeşim. Bugün bakıyorum komple yatışa geçtmiş ve araziye uymuşsun. Ya o gün 1 aylık hedefini tutturacak müşt