Hiç yabancı dilini bilmediğiniz ve ortak bir dil de konuşamadığınız bir ülkede çat pat da olsa bakkalı/marketi vs'si ile anlaşabildiğiniz ve yine de derdinizi anlatıp aç kalmadığınız durumlar oldu mu?
Veya sevgilinizle romantik bir ortamda birbirinize bakarken adeta şiirlerdeki gibi sen sus da gözlerin konuşsun tadında bir kelime dahi etmeden bir sürü duyguyu anlattığınız ve saatlerce konuşmadan durup da milyon tane şey konuşmuş kadar olduğunuz durumlar?
Ya da olumsuzunu düşünelim. Hayatımızda sözleri ile bize birşeyler söyleyip de yahu göz göre yalan söylüyor, adeta yalancılığı üstünden akıyor diye yorumladığımız kişilerle hiç mi karşılaşmadık?
Bunların en az 1 tanesi herkesin hemen başına gelmiş ve hatta sürekli de gelebiliyordur. Çünkü kolaylıkla söyleyebiliriz ki iletişimde bedenimiz de konuşuyor. Uzmanların araştırmaları ve beden dilinin iletişimdeki etki gücüne baktığımızda da sözlerin etkisi ortalama %7 iken, beden dilinde ise %55 civarı bir etki gücü var. Muazzam bir fark değil mi?
Bu yüzden bedenin dilini ve her hareketin genelde anlatmak istediği kodlarını önceden çözebilirsek, hem biz karşı tarafa bir şey satarken - illa birşey satmaya, satıcı olmaya gerek yok hayatın her alanında birini ikna etmeye çalışırken en azından sırf yanlış anlaşılmamak için bile- sözlerimizi bilinçli bir şekilde desteklemiş ve ikna gücümüzü artırmış oluruz, hem de karşı tarafın duygularını daha kolay çözüp satış/ikna/konuşma/iletişim stratejimizi ona göre şekillendirebilme ve sonunda daha kolay ve çok ikna edebilme veyahut da kolay tongaya düşmeme gibi avantajlar elde edebiliriz diye düşünüyorum.
Örneğin, bir görüşmeye gittiniz. Kapıdan girdiniz ve görüşeceğiniz kişi kapıya kadar gelmedi ve masada karşıladı. Elinizi o üstten kavrayıp onun eli üstte olacak şekilde elinizi sıkarak tokalaştı ve de sizden yüksek büyükçe bir sandalyede oturuyor. Şuana kadar bir kelime bile etmediniz. Hakkında da hiç ama hiç bir şey bilmediğiniz bir kişi. (ki genelde tavsiyem imkanınız varsa mümkün olduğunca o kişi hakkında önceden detaylı bilgi toplayabilmek çok önemlidir.) Şimdi soruyorum. Şu 3-5 saniye içinde bu kişi hakkında az da olsa bir bilgi edinmiş olur muyuz? Bu kişinin yanında ve direkt karşısında sandalye var hangisine oturmalıyız? Onu mu daha çok konuşturmalı, yoksa kendimiz mi daha çok konuşmalıyız?
Çok kişiye eğitimlerde sorduğumda bu kadar kısa zamanda bu soruların cevabını nasıl veririz ki diye haklı olarak soruyorlar.
Cevap veriyorum. Kişi ile ilgili ilk 3 çıkarıma baktığımızda bu kişinin yüksek ihtimal egosu yüksek ve baskın karakterli bir kişiliğe sahip olduğunu anlayabiliriz. Koltuk, tokalaşma ve ağır abilik yapıp yerinden hareket etmeme vs.. Bu kodları dikkatli ve bilinçli olduğumuz zaman çözdüysek sonrasında rekabetçi bir kişiliği olabileceğini düşünüp karşısına geçmek yerine yanlamaya olan koltuğa oturmak egolarını karşı tarafın uyandırmamak için de iyi bir hareket olacaktır. Egosu yüksek bir kişiyi de sürekli konuşturarak onure edip çaktırmadan ikna etmek de akabinde gelmelidir. Aksi durumda ego canavarı uyanırsa bir şey satmayı bırakın kapıdan kovulma tehlikesi bile mazallah karşımıza gelebilir!
Gördüğünüz gibi bedenin dilini bilmek iletişimde en önemli araçlardan bir tanesi. O nedenle başlığımızı iddialı seçtik. Bence dünyadaki ortak dil ingilizceden de öncelikle gelen BEDEN DİLİ'dir. Ve maalesef ki ne satış işinde birçok iyi satışçı tarafından iyi bilinir, ne de hayatın her alanında bir çok insan bilinçli olarak buna dikkat eder.
İddia ediyorum, bedenin dilini herkes iyi öğrense hatta okullarda zorunlu ders olsa bir çok iletişim kazası ve çatışmalar da çoğunlukla ortadan kalkacaktır. Herkes iyi beden dili bilirse tabi biz satışçıların işi zorlaşacaktır, o ayrı :) Ama yine de keşke herkes beden dili eğitimi alsa ve uygulasa da dünya daha iyi yaşanacak yer olsa. Satışçıları boşverin, iyi satışçıysa etik yollardan satmanın yolunu bir şekilde bulur:)
Yorumlar
Yorum Gönder