Ana içeriğe atla

7/24 Satış mı, Yoksa Yatış mı?

Satış öyle diğer mesleklere benzemez!

Sürekli göz önünde olmak mı istiyorsun? 
Ay sonu hedefe ulaşıp onu aşma hazzına ulaşmak mı? 
Çok para kazanmak mı derdin? 
Kariyer hedefin mi var yoksa paşam? 
İşine sahip çıkamayıp şutlanmak mı sana üç buçuk attırıyor?
Her satıcı gibi egon okşanıp dereceleri görmeye can mı atıyorsun?
Her ne kadar en stresli mesleklerden olsa da , bir o kadar sahada olmanın verdiği konfor alanı ve özgürlük ne de güzel değil mi?
Konforun elinden alınsa kendini elma şekeri alınmış çocuk gibi hissetmez misin?

O halde güzel kardeşim;

Ağzın değil, rakamların konuşsun. Bir şeyin nasıl olamayacağını bık bık anlatmak yerine, o zamanı yeni taktikler deneyerek etik yoldan satmanın bir yolunu bularak geçirmek daha iyi olmaz mı? Ne dersin?

Burası satış sahası, boru değil! Tiyatro sahnesi de değil öte yandan, adeta gerçek bir savaş alanı. Satamazsan yoksun, çok net! Oyun oynamıyoruz. O yüzden ya satışı hayat biçimi haline getireceksin, ya da sevmiyorsan terk-i diyar eyleyeceksin. Her an, her yerde satışı yaşamadan kalıcı başarı zor. Masa başı iş değil ki bu?

Burası ortaokul matematik dersi de değil ki öyle gidiş yoluna puan verelim. Katkın, sattığınla eşdeğer. Maalesef acımasız meslek, yani gidiş yoluna burada puan yok. Kabullenip ona göre bu işe gireceksin, yoksa mazallah!!!......

Her işte olduğu gibi bu işi de seveceksin. Paradan ziyade önce sevdiğin ve keyif aldığın için satacaksın. İkna etmek, başarmak adeta bu mesleğin afyonu. Bu hazza varmayı dene, olmuyorsa bir an önce uzamak şart dostum. Yoksa o görünmez öğütücü elek her zaman işlemeye devam ediyor. 

Satıcı insan, bir şirket sahibi kadar en az, girişimci ruha sahip olmalıdır. Evet, yanlış duymadın. Kendi işinin patronu olacaksın. Yeni yollar denemekten, yeni fırsatlar ve müşteriler kovalamaktan, kapanan kapıyı her defasında sanki ilk defa geliyormuş gibi çalmaktan, yaratıcı olup farklı randevu, satış fırsatları yaratmak için kafa yormaktan imtina etmezsen varsın. 

Sadece iş zamanı değil , farklı zamanlarda da biri için değil kendi için , başta saydığımız şeyleri elde edebilmek ya da onları kaybetmemek için her daim, yatmak yerine, satmayı denemeli ve satmanın bir yolunu bulmalısın. Bal yapmayan arı, yumurta vermeyen tavuk, gol atamayan forvet nasıl ki kabul görmüyorsa, satıcının da adındaki işi sadece yapması ve satması beklenir.

Dünya'nın en iyi satıcısı olduğum ile ilgili bir iddiam yok. Ancak hayatta çok şükür kalmayı en azından basarabilen bir satıcı ve satış takım kaptanı olarak yazdıklarımın ufak bir kanıtı kısa videoya göz atmak ister misiniz? Atina'da rock konserine gitmiştik. Baktım ki bir bira 5 Euro, 5 bira 20 Euro. Tabi Türk girişimci ve satıcı ruhumuz durmadı.;) 5 adet alıp sonra sıra bekleyenlere veya sıraya girmeye gözü kesmeyenlere yine 5 Eurodan tanesini sattık. Her 5'li de 5 Euro kazanç. Fena değil;) Neredeyse konser bedavaya geldi. Ee, eğlenmek de cabası oldu. Yani satış her yerde, her zaman. 🙃😝



7/24 Satış mı, Yoksa Yatış mı?

Bol satışlı günler.

Not: Lütfen kanalıma abone olmayı unutmayın.
https://www.youtube.com/channel/UCdMgFVSK26liq-A6d5HO8Qw

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

11 satın almacı + 1 satıcı = (12 KIZGIN ADAM*)

Peşin peşin söyleyelim: Başlığın sonundaki * 12 Kızgın Adam 'ın milli basketbol takımımız " 12 Dev Adam"la uzaktan yakından bir alakası yoktur. Bu defa başlığın tamamını, ya da en azından eşittirden sonraki  "12 kızgın adam" kısmını işkembe-i kübradan ben de uydurmadım...;) Peki nedir öyleyse? 1957 yapımlı, başarılı aktör "Henry Fonda" 'nın başrol oynadığı, "12 Angry Man" filminin Türkçe adıdır. Dünyaca kabul gören, hemen hepimizin zaman zaman kullandığı sinema tanıtım/eleştiri forumlarından biri olan Imdb'de 10 üzerinden 9 puan almayı başaran ve "Shindler'in Listesi, Pulp Fiction (Ucuz Roman)" gibi efsane filmler arasında gösterilen bence başucu sinema eserlerinden biridir. Yapım yılından tahmin edeceğiniz üzere siyah beyaz çekim. Yaklaşık 1:20 dk civarında. Üstelik tamamen 1 odada geçip 12 insanın birbiri ile konuşmalarından ibaret ve görece çok sıkıcı olarak düşünülebilecek bir senaryosu olmasına rağmen en iyiler

D-E-M-O-T-İ-V-A-S-Y-O-N

Bir çalışanınızı, ekip üyenizi veya varsa sizden alt kademe yöneticilerinizi demotive etmek mi istiyorsunuz?  Yetmedi mi? Ayrıca verimsizleştirmek ve sonunda hatta kaybetmek mi istiyorsunuz? Çok kolay! Hiiiç zorlanmaya, uzaklarda aramaya, kafa patlatmanıza gerek yok. Gelin ben size bedavaya anlatayım efenim. Lütfen bana 2dk. verin, okuyunuz. Yazıdan sonra da "yok ben demotive edemedim, sen de ne boş beleş adammışsın arkadaş!" diyen varsa "paranızı geri iade ediyorum. "demek isterdim istemesine; de biz yazıları kamu hizmeti olarak yazıyoruz, kusura kalmayınız. "Neyse geyiği bırak sadede gel diyorsunuz" duyar gibiyim, haklısınız. Ee, buyrunuz efendim... Bir kere işin başı en ağır eleştirilerinizi ekip arkadaşlarının yanında yapın. Hiç çekinmeyin, verin odunu. Fırçalayın gitsin...Ohhh misss... Hatta karşınızdakinin koca koca insanlar olduğunu unutup, ağzınızdan adeta tükürükler saçarak sık sık ota çöpe bağırabilmeniz de gerekir. Ohh, bir güzel rahat

DÜNYADA ORTAK DİL SİZCE HANGİSİDİR?

Hiç yabancı dilini bilmediğiniz ve ortak bir dil de konuşamadığınız bir ülkede çat pat da olsa bakkalı/marketi vs'si ile anlaşabildiğiniz ve yine de derdinizi anlatıp aç kalmadığınız durumlar oldu mu? Veya sevgilinizle romantik bir ortamda birbirinize bakarken adeta şiirlerdeki gibi sen sus da gözlerin konuşsun tadında bir kelime dahi etmeden bir sürü duyguyu anlattığınız ve saatlerce konuşmadan durup da milyon tane şey konuşmuş kadar olduğunuz durumlar? Ya da olumsuzunu düşünelim. Hayatımızda sözleri ile bize birşeyler söyleyip de yahu göz göre yalan söylüyor, adeta yalancılığı üstünden akıyor diye yorumladığımız kişilerle hiç mi karşılaşmadık? Bunların en az 1 tanesi herkesin hemen başına gelmiş ve hatta sürekli de gelebiliyordur. Çünkü kolaylıkla söyleyebiliriz ki iletişimde bedenimiz de konuşuyor. Uzmanların araştırmaları ve beden dilinin iletişimdeki etki gücüne baktığımızda da sözlerin etkisi ortalama %7 iken, beden dilinde ise %55 civarı bir etki gücü var. Muaz