Ana içeriğe atla

11 satın almacı + 1 satıcı = (12 KIZGIN ADAM*)

Peşin peşin söyleyelim: Başlığın sonundaki *12 Kızgın Adam'ın milli basketbol takımımız " 12 Dev Adam"la uzaktan yakından bir alakası yoktur. Bu defa başlığın tamamını, ya da en azından eşittirden sonraki "12 kızgın adam" kısmını işkembe-i kübradan ben de uydurmadım...;) Peki nedir öyleyse?

1957 yapımlı, başarılı aktör "Henry Fonda" 'nın başrol oynadığı, "12 Angry Man" filminin Türkçe adıdır. Dünyaca kabul gören, hemen hepimizin zaman zaman kullandığı sinema tanıtım/eleştiri forumlarından biri olan Imdb'de 10 üzerinden 9 puan almayı başaran ve "Shindler'in Listesi, Pulp Fiction (Ucuz Roman)" gibi efsane filmler arasında gösterilen bence başucu sinema eserlerinden biridir. Yapım yılından tahmin edeceğiniz üzere siyah beyaz çekim. Yaklaşık 1:20 dk civarında. Üstelik tamamen 1 odada geçip 12 insanın birbiri ile konuşmalarından ibaret ve görece çok sıkıcı olarak düşünülebilecek bir senaryosu olmasına rağmen en iyiler arasına girmeyi başarmış bir filmdir. Yani tabiri caizse cafcaflı bir ambalajı olmadan, ürünün kalitesi, doluluğu, ve lezzeti ile kendini satabilmesi nedeniyle bence ayrı bir yeri vardır ve olmalı da...

Peki uzatmayalım neden bu başlığı seçtik? Aslında o filmin tamamını izlemeden bunu izah etmek zor. Ölmeden önce izlenmesi gerekenler listesinde olmasının ötesinde benim izlenmesini şiddetli tavsiye ettiğim başka bir yönü var. Müzakere teknikleri, ikna teknikleri, ön yargı, stres altında iletişim, soru sorma biçimleri, etkin dinleme, etik değerler, vicdan ve adalet, sorgulayıcı olmak, iletişim becerileri hakkında bence enfes dersler veriyor. Bu açıdan izlemesini ve bakmasını bilene;)

Filmin konusuna gelecek olursak 18 yaşında babasını öldürdüğü iddia edilen bir gencin mahkeme duruşması ve görgü tanıklarının dinlenmesinden sonra toplanıp gencin affı ya da elektrikli sandalye ile idamı kararını oy birliği ile verecek olan 12 jüri üyesinin arasında geçiyor. Daha toplantının başlangıcında 11 kişi "sanık suçlu ve tartışmaya gerek yok "diyor. 1 kişi hariç! Amerikan yasalarına göre de 12 kişinin de aynı yönde oy kullanması gerekiyor. Bakalım 11 kişi 1 kişi mi ikna edecek? 1 kişi 11 kişiyi mi? Sonunda genç idam edilecek mi, yoksa salıverilecek mi?

İş hayatımız açısından bakarsak deplasmanda oynayan kurumsal satışçı tek başına tam tamına 11 kişiden oluşan müşteriyi yani satın almacı tarafı ikna edebilecek mi? Ola ki başarırsa bunu nasıl başaracak ya da başaramazsa neden başaramayacak? Aynı avcı (hunter) ruhlu, sürekli reddedilmekten yılmayan, adeta mangal gibi yüreğe ve cesarete, inanca ve de enerjiye sahip gerçek satıcılar gibi son ana kadar profeyonel taktikler ile etik yoldan savaşacak mı? Yoksa koskoca "11 kişilik bir futbol takımı ile tek başıma 1-11 maç mı yapılır yahu?!" deyip baştan mı havlu atacak veya istediğini elde etmek için etik olmayan yollara mı başvuracak?

Tüm karakterlerin yaklaşımından soru sorma veya cevap verme şekline, stres ve eleştiri altında iken duruş ve davranış şeklinden ikna için kullandığı taktiksel aşamalara, seçtiği kelimelerden yargı ve ön yargılara, azim ve kararlılıktan duygu kontrolüne, jest/mimik ve beden dilinden, kaleyi bir defada değil aşama aşama fethetmeyi denemesine kadar çok dikkatli bakmanızı tavsiye ederim. Nasıl ki 3D filmler 3D gözlüklerle izleniyorsa, bu filmi de satışçı gözlüğü ile izlemekte fayda var.

Ee hadi buyrun! Bu haftasonu hem keyif alıp hem de müzakere/ikna vb. teknikler hakkında yeni birşeyler öğrenmeye ne dersiniz? Netten izlemek isteyenler için örnek bir Türkçe dublaj linkini de paylaşıyorum.

http://www.hdfilmsaati.org/12-kizgin-adam-izle.html/2 

Keyifli seyirler...

Not: Çoğu Avukatlar bence büyük satıcılardır. Mesleği satış olanların iyi avukatlardan öğrenebileceği çok şey olabilir. Law & Order gibi dizileri merak edenlere izlemesini öneririm.

Yorumlar

  1. Sevgili Murat, ikna ve müzakere teknikleri üzerine doğru ve yerinde bir yönlendirme olmuş. Henry Fonda filmde her karaktere farklı yaklaşarak ilerliyor. Müzakereye ikna edebilmek için en az bir jüriyi inandırması gerekiyor. Önce ön hazırlıkları yapıp sonra riski alarak oylamaya sunarak bunu da başarıyor. Sonrası adım adım geliyor. Satış işiyle uğraşanlara ben de tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  2. tribün danışmanlık ümit anıl ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muzakere eğitimi konusunda Ümit Anıl Hocam'ın yeri tartışılmaz;)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

D-E-M-O-T-İ-V-A-S-Y-O-N

Bir çalışanınızı, ekip üyenizi veya varsa sizden alt kademe yöneticilerinizi demotive etmek mi istiyorsunuz?  Yetmedi mi? Ayrıca verimsizleştirmek ve sonunda hatta kaybetmek mi istiyorsunuz? Çok kolay! Hiiiç zorlanmaya, uzaklarda aramaya, kafa patlatmanıza gerek yok. Gelin ben size bedavaya anlatayım efenim. Lütfen bana 2dk. verin, okuyunuz. Yazıdan sonra da "yok ben demotive edemedim, sen de ne boş beleş adammışsın arkadaş!" diyen varsa "paranızı geri iade ediyorum. "demek isterdim istemesine; de biz yazıları kamu hizmeti olarak yazıyoruz, kusura kalmayınız. "Neyse geyiği bırak sadede gel diyorsunuz" duyar gibiyim, haklısınız. Ee, buyrunuz efendim... Bir kere işin başı en ağır eleştirilerinizi ekip arkadaşlarının yanında yapın. Hiç çekinmeyin, verin odunu. Fırçalayın gitsin...Ohhh misss... Hatta karşınızdakinin koca koca insanlar olduğunu unutup, ağzınızdan adeta tükürükler saçarak sık sık ota çöpe bağırabilmeniz de gerekir. Ohh, bir güzel rahat

DÜNYADA ORTAK DİL SİZCE HANGİSİDİR?

Hiç yabancı dilini bilmediğiniz ve ortak bir dil de konuşamadığınız bir ülkede çat pat da olsa bakkalı/marketi vs'si ile anlaşabildiğiniz ve yine de derdinizi anlatıp aç kalmadığınız durumlar oldu mu? Veya sevgilinizle romantik bir ortamda birbirinize bakarken adeta şiirlerdeki gibi sen sus da gözlerin konuşsun tadında bir kelime dahi etmeden bir sürü duyguyu anlattığınız ve saatlerce konuşmadan durup da milyon tane şey konuşmuş kadar olduğunuz durumlar? Ya da olumsuzunu düşünelim. Hayatımızda sözleri ile bize birşeyler söyleyip de yahu göz göre yalan söylüyor, adeta yalancılığı üstünden akıyor diye yorumladığımız kişilerle hiç mi karşılaşmadık? Bunların en az 1 tanesi herkesin hemen başına gelmiş ve hatta sürekli de gelebiliyordur. Çünkü kolaylıkla söyleyebiliriz ki iletişimde bedenimiz de konuşuyor. Uzmanların araştırmaları ve beden dilinin iletişimdeki etki gücüne baktığımızda da sözlerin etkisi ortalama %7 iken, beden dilinde ise %55 civarı bir etki gücü var. Muaz